Sanırım uzun
süredir derinlemesine düşündüğüm derinlerdeki samimiyetle alakalı bir yazı
yazma vaktinin geldiğidir. Her zamanki düsturumu bozmuyor, tüm insanlığa selam
gönderiyor ve dünyayı insanlığa davet ediyorum. Derinler ve nedenlerle alakalı
kısa bir 7’likle başlamak istiyorum.
Derinler ve Nedenler
Derin
Derin Düşündürüyor Beni Derinler Dediklerin
Nedeni
Nedir Derinler Dediklerin
Derinlerdedir
Hissiyat Dediklerin
Nedenlerindir
Derindeki Senlerin
Derim
Derinlerindir Nedenlerim
Bilenlerim
Der Nedenlerindir Derinlerin
Bilmezler
Ki Derinlerdir Benden İçerü Benlerim.
Derinler ve nedenlerle başladık amaç sadece düşünmeye sevk etmek hadi
hayırlısı. Böyle bir başlangıç yapmama neden olan hissiyat samimiyetin yerinin
derinlerde olması ve samimiyetin kelime anlamının da içtenlik olmasıdır. Yani
samimiyet yerini derinlerde alıyor. Ne oluyor da bana samimiyetle alakalı bir
yazı yazıyorum. Günümüz dünyasında herkes bir şeyler söylüyor, bir şeyler
yazıyor, bir şeyler gösteriyor, bunların hangisine inanacağız sorusu beni
samimiyete götürdü ve paylaşmak istedim. Bu kadar bilgi içerisinde seçimi nasıl
yapmamız gerekecek diye bana sorarsanız da üniversite klişelerinden bir
cümleyle cevaplarım; samimiyete can feda samimi olmayana elveda derim. Samimiyeti
ne kadar tercih edersek o kadar doğru insanla beraber oluruz ve bir o
kadar da doğru karar vermiş oluruz. Doğru insan ve doğru karar mutlu bir hayat
anlamına da gelir.
Bu hayatta her insana değer vermeli fakat her insanın samimi olduğunu
düşünmemeliyiz. Arkadaşlıklardan konuya girmek istiyorum hepimizin arkadaşları
vardır haliyle. Örneğin üniversite arkadaşlıkları üniversitede yüzlerce
öğrenci ile karşılaşıyor ve onlarcasıyla arkadaş oluyorsun bazılarıyla da dost
oluyorsun burada bir sorun ve samimiyetsizlik yok fakat okul bittikten sonra
kimin gerçek arkadaş olduğu gün yüzüne çıkıyor. Samimi dediğimiz insanlar
birbirinin halini hatırını sormaya devam ederken diğer guruba giren arkadaşlara
ise ben tren vagonu diyorum sadece taşımacılık işlemi görmüş gideceği yere
kadar trene eşlik etmiş yani iktisadi mantıkla, arkadaş piyasasında kendi kar
maksimizasyonunu gerçekleştirmiştir. Ben bu insanlara söyleyecek söz
bulamıyorum sizler eminim bulursunuz. Yada Vay anam bir garip olmuş el alem! Mi
desek?
Neyse samimiyetsizlikler bizden uzak olsun bir tanesi diyor ki açlıktan
ölüyorsan, dost sana kapısını açıyor, seni sofraya götürüyor, senin için süt
tasını dolduruyor, ekmeği bölüyorsa, içtiğin şey gülümsemedir. Ne güzel de
tarif etmiş samimiyeti, günümüzde bu çok önemli bir kavram, sadece arkadaşlıkta
değil; siyasette, iş yerinde, evinde, sosyal medyada her yerde samimiyeti
aramalı ve hayatımızda konumlandırmalıyız, gülümseme içmeli ve gülümsemeyi
içirmeliyiz ki insan olmanın mutluluğunu içimizde hissedebilelim.Samimiyet
gönül işi midir acaba ? Gönül işi ise eğer;
Gönül
nedir bilene, gönül veresim gelir.
Gönülden
bilmeyene sersem diyesim gelir.
2’lik açıkladı yeterince. Dürüstlüğü
kanıtlamanın en iyi yollarından biri de, o sırada yanımızda olmayan kişilere
sadakat göstermektir. Soruyorum sizlere acaba, neden, mesafeler midir araya
samimiyetsizliği sokan yoksa samimiyetsizlik midir araya mesafeleri koyan.
Evet, bu soruda dürüstçe cevap vermeli sadakat göstermeliyiz. Bu soruda cefa
yüzünden vefayı terk etmemeliyiz.
Bu samimiyet konusunda hoşgörüde çok önemli hoşgörüye de bir tanımla getirmek
gerekir burada, zannedersem sigara tiryakileri örnek gösterilebilir çünkü şu
ana kadar tiryakilerden sigara içen içmeyeni şikâyet etmemiştir. Yani diyorum
ki arkadaşlar mesele sigara içirtmek değil hala anlamadın mı?
Olayı samimiyet ekseninde arkadaşlığa bağlamak, arkadaşlığın önemine ve
arkadaşlığını ispat edene kadar kimsenin gerçek arkadaş olamayacağına ve
arkadaş olabilmek için emek harcamak gerektiğine vurgu yapmak istedim.
Arkadaşlık bağının da; dua ederken, ağlarken ve hayal ederken, gözlerimizi
kapamamızın sebebi gibi, en güzel şeylerin gözle değil kalple hissedilmesidir.
Ve o kalpteki samimiyetin gözlere yansımasıdır arkadaşlık. O yüzdendir ki
samimiyet dilsizdir o gözlerden anlaşılır.
Belki de bizim önemsiz gördüğümüz ya da göremediğimiz değerler, bir insanın
veya bir ülkenin kurtuluşu olacaktır. Unutmayalım ki biz insanız ve insan nadir
değil, insanlık nadirdir. Son sözüm kutsal insanlara selam olsun.
Saygıyla.
Not:
Verdiğini hatırlamayan ve aldığını unutmayan kutsal insandır.
Dünya
İnsanlık Toplumu Adayı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder