3 Eylül 2013 Salı

Değişim Seninle Başlar

Dünle beraber gitti cancağazım, ne kadar söz varsa düne ait, şimdi yeni şeyler söylemek lazım…Selam olsun Peygamber Ümmeti olabilmeye çalışan ve Allah Rızası için çabalayan insanlığa.
Ayrılıklar yeni bir başlangıç olabilir mi?
Gitmeler yeni gelişlere yol açabilir mi?
Hayat bir su gibi akıp gidiyor yerine yenisi yaşanabilir mi?
Geçmişi unutup yerine yenisi yazılabilir mi?
Eğer bir kelebeği sevebiliyorsak, tırtıla da değer vermemiz gerektiği düşüncesindeyim. Geçmiş elbette çok önemli fakat orada yaşamak mümkün mü? Rüzgâr esmeye başlarken limana demir atıp bekleyerek okyanusu geçmek olanaklı mı? Su akıp giderken aynı suda yıkanmayı istemek mantıklı mı? Zaman yerinde durmazken ondan geçmişi tekrar yaşatmasını istemek akıl karı mı? İnsanız işte her şeyi isteyebiliyoruz fakat bunları isterken de kaçırdığımız çok önemli bir nokta var  “Değişim” bu kavrama hiç kimse karşı değildir, yeter ki ucu kendine dokunmasın. Evet, ucu bize dokunuyor artık, gerçekten zor bir iş fakat eğlenceli olduğunu da düşünmüyor değilim. Önce kendimizden başlamalıyız değiştirmeye mesela her gün yürüdüğümüz yolu değiştirelim belki o zaman sadece güneşin değil ayında doğduğu fark ederiz, sofraya gelen balıkların nasıl geldiğini merak edelim belki de o zaman sadece deniz de değil herhangi bir gölde de yüzebileceğimizi fark ederiz, uzun zamandır görüşmediğimiz bir dostumuzu halini hatırını soralım, belki de o zaman sadece iletişimin telefonla yâda bilgisayarla değil kalben, hissederek olabileceğini fark ederiz. Bu değişime muhtaç dünyada neden var olduğumuzu düşünelim belki de o zaman yalnız ve amaçsız olmadığımızı bizim gibi milyonlarca insan olduğunu ve herkesin yaşamak için bir sebebi olduğu fark ederiz. Hayatımıza ne kadar yeni bir şey girerse o kadar yaşadığımızı fark ederiz. Artık yeniliklerin bir yeri var hayatımda diyebiliriz. Değişim yenilik demektir aynı zamanda. Yenilikler, ancak onlar için yer açtığımızda hayatımıza girebilirler. Öyle değil mi?
İşin özü hayatımızın gündemi değişim olmalı, olduğumuz yerde kalmamalıyız. Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (sav) “iki günü bir olan zarardadır” diyor ve bir nevi değişimin önemini anlatıyor. Tabi burada sormak gerekir neden değişmeliyiz?  İstediğimiz gibi yaşamak için değişmeliyiz. Hissetmek için değişmeliyiz. Anlamak için değişmeliyiz.  Daha fazla sevebilmek için değişmeliyiz. Dünyayı değiştirebilmek için değişmeliyiz. Herhangi bir yerden veya her yerden başlayabiliriz, yeter ki orada değişim olsun.
Değişmek zor bir süreç zor bir karar hele de buna kendimizden başlamak daha zor fakat değişmezsek gelişemeyiz, gelişemiyorsak aslında yaşamıyoruz demektir. Değişim bir süreç, sonuçlarında sabırlı olmak kendini buna hazırlamak gerekir. Her şey değişebilir, hatta kendi irademizle değiştiririz. Değişmeyecek olan, hayata şekil veren ve ona bizim damgamızı basan şeylerdir.
Değişim tabi bir duruştur, değişim bir devrimdir, değişim eskimişliğe, yerinde saymışlığa bir baş kaldırıdır, değişim  “Bıraktığın yerde olabilirim; ama bıraktığın gibi değilim W. Golding” diyebilmektir. Değişim  “Rüzgârın yönünü değiştirmek değil yelkenin yönünü değiştirebilmektir. Max De Pree” . Birçok tanımla ifade edilebiliriz değişimi fakat Şems-i Tebrizi’nin tanımı biraz daha yol gösterici gibi duruyor Şems: “Hakk’ın karşına çıkardığı değişimlere direnmek yerine, teslim ol. Bırak hayat sana rağmen değil, seninle beraber aksın.” Diyor ve değişim nedenli önemli olduğunu vurguluyor.
Sonuç olarak şunu unutmamak önemli, olmamız gerek şeyi, olduğumuz gibi kalarak olamayız. Neler Değişmedi Ki Dünyada Dünya Dönerken Kendi Ekseni Etrafında Dönebilene Ne Mutlu.

2 yorum: